Turkish English French German Russian

            

Buradasınız: ANASAYFABİZE DAİRKAMPANYALARPinasya Yönetim
Pinasya Yönetim

Pinasya Yönetim

Van'ın Erciş ilçesinde düzenlenen 4.Uluslararası İnci Kefali Göçü Kültür ve Sanat Festivali'nin ilk günü renkli görüntülere sahne oldu.


Van'ın Erciş ilçesinde düzenlenen 4. Uluslararası İnci Kefali Göçü Kültür ve Sanat Festivali'nin ilk günü renkli görüntülere sahne oldu.

Erciş Balık Bendi bölgesinde düzenlenen festivalin açılışına Van Valisi Münir Karaloğlu, AK PartiVan Milletvekili Fatih Çiftci, Erciş Kaymakamı Barboros Baran, Erciş Belediye Başkanı Zülfükar Arapoğlu, İstanbul Başak Şehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal, Van İl Jandarma Alay Komutanı Kurmay Albay Nurettin Alkan, Erciş 108. Topçu Alay Komutanı Kurmay Albay M. Nuri Başol, Erciş Cumhuriyet Başsavcısı Kerem Arabacı, Doğa Gözcüler Derneği Başkanı Prof. Dr. Mustafa Sarı, AK PartiVan İl Başkanı Abdullah Aras ile çok sayıda vatandaş katıldı. Prof. Dr. Mustafa Sarı, Erciş Belediye Başkanı Zülfükar Arapoğlu, Kaymakam Barboros Baran'ın ardından kürsüye çıkan Vali Münir Karaloğlu, inci kefalinin hem Van'ın hem Erciş'in hem de Türkiye'nin çok nadide bir değeri olduğunu söyledi. Vali Karaloğlu, "İnci kefali endemik bir türdür. Van denizinde inci kefalinden başka bir balık yaşamaz. Bu önemli değeri maalesef geçmişte gerektiği gibi koruyamadık. Bundan yirmi yıl önce şu balık bendinin olduğu yerde devlet eliyle yumurtlamak için tatlı suya gelen balıklar satılıyordu. Bilinçsiz görevliler eliyle satılıyordu. Ama üniversitemiz bilimsel çalışmalara başladıktan sonra Prof. Dr. Mustafa Sarı Hocamız ve ekibi çalışmalarıyla bu balıkların keyfi olarak bu suya gelmediklerini, kendi nesillerini devam ettirebilme mücadelesi verdiklerini ve bu dönemde kesinlikle avlanmaması gerektiğini hem kamuya hem bize hem de vatandaşlara öğrettikten sonra biz anladık ki nisan ayının 15. gününde bizi özlediği için bu suya geliyorlar. Kendi nesillerini devam ettirmek için giriyorlar. Bir canlının kendi neslini devam ettirebilmek için verdiği mücadeleye ancak saygı duyulur. Ama maalesef geçmişte bu hataları yaptık. Günümüze gediğimizde ben bölge halkına teşekkür ediyorum. Gerçekten halkımızın bilinç düzeyi yükseldi. Artık eskisi kadar yumurtlama döneminde bu balığı yasak olarak avlamıyor. Avlayanlar yok mu? Var, onlarla da hep beraber mücadele edeceğiz. Başta vatandaşımız mücadele edecek" dedi.

Fatih Çiftçi'nin de bir konuşma yaptığı festivalin açılışının ardından, davetliler balıkların göçünü seyretti.

 

 

İshak Paşa Sarayı'nda Müzik Dinletisi

Perşembe, 06 Haziran 2013 19:27 Kategori HABERLER İlk yorumlayan ol!
Etiketler

Ağrı İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü tarafından açılan kursta sertifika alan kursiyerler tarafından İshak Paşa Sarayı'nda müzik dinletisi etkinliği düzenlendi.


Kalkınma Bakanlığı tarafından SODES kapsamında finanse edilen ve Ağrı Valiliği koordinasyonunda İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü'nce yürütülmekte olan "Ağrı Güzel Sanatlar Projesi"nde, Bendir, Bağlama, Klasik Gitar, Keman ve Piyano branşlarında kurs düzenlendi.

Kurs sonunda sertifikalarını alan kursiyerler İshak Paşa Sarayı'nda müzik etkinliği düzenledi.

İl Kültür ve Turizm Müdürü Muhsin Bulut, 145 kursiyer ile başlanan 6 aylık dönem sonunda, 75 kursiyerin sertifika almaya hak kazandığını söyledi.

Müzik dinletisinin ardından eğitmenlere teşekkür plaketi, kursiyerlere de sertifikaları verildi.

Titreyengöl yeniden titreyecek

Perşembe, 06 Haziran 2013 19:20 Kategori HABERLER İlk yorumlayan ol!
Etiketler

Dünyaca ünlü Titreyengöl'de yapılacak olan çevre, peyzaj ve doğal su akışına yönelik çalışmalarla yeniden titremesinin sağlanacağı bildirildi.


 Antalya Manavgat Titreyengöl-Sorgun Turizm Yatırımcıları Birliği (TİSOYAB) Başkanı Hüseyin Aydoğan, sürdürülebilir turizmin temelinin çevreyi ve doğal kaynakları korumaktan geçtiğini söyledi.

5 Haziran Dünya Çevre Günü etkinliklerinde Titreyengöl'ü kurtarmaya yönelik yaptıkları çalışma ile ilgili bilgilendirme yapan Başkan Aydoğan, Titreyengöl'ün bugün titrememesindeki en önemli etkenin, doğal su akışının bozulması ve göle tatlı ve deniz suyu karışımının engellenmesi olduğunu kaydetti.

Gölün doğal su akışının geçmiş yıllarda bozulmasıyla ekolojik dengesinin bozulmasına bağlı titremenin kaybolduğunu aktaran Aydoğan, gölde su akışının yeniden eski konumuna getirerek, turistlerin sık sık sordukları 'Titreyengöl neden titremiyor?' sorusuna gözleriyle bakarak cevap vereceklerini söyledi.

Gölün doğal havzasına yeninden kavuşması ve titremesi için Antalya Valiliği ile proje çalışması yaptıklarını belirten Aydoğan, hedeflerinin, yerli ve yabancı turistlerin "Gölün adı Titreyengöl, titrediğini görmedik." sözlerinin bir an önce geçmesi olduğunu söyledi. Dünyada turizminde birinci önceliğin çevre olduğunu ve çevre korunmadan ve doğal kaynaklara sahip çıkılmadan turizm yapılamayacağının altını çizen Aydoğan, Titreyengöl'ün aynı zamanda kuş göçlerinde beslenme alanlarından biri olduğunu ifade etti. Aydoğan, "Gölün doğallığına insan eli değmesiyle birlikte yıllardır titreyen Titreyengöl, titremez oldu.

Su akışının bozulması gölün titreme özelliğini kaybettirdi. Yaptığımız çalışmalarla dünyanın sayılı gölünü yeniden eski konumuna getirmek için çalışıyoruz. Geçmiş yıllarda göle tatlı ve tuzlu karışımının önü kesildiği için balçık oluşmuştu. Manavgat Turizm Altyapı Birliği (MATAB) denizden boru döşmesiyle tuzlu, tatlı su karışımının yeniden başlamasıyla balçık oluşumunun kısmen önüne geçilmişti. Gölü korumaya yönelik çalışmalarımızla Titreyen'i dünyanın gözde eko, doğa sporları, bisiklet, Nording walking (İskandinav yürüyüşü), oryantiring (koşarak yön bulma ve ornito (kuş gözlemi) turizminde cazip hale getireceğiz. Gölü yeniden titreterek eski ihtişamına kavuşturacağız." diye konuştu.

Titreyengöl'ün 16 bin 744 yatak kapasitesine sahip olduğunu anlatan Aydoğan, bölgeye gelen turist yoğunluğunu başta Almanlar olmak üzere Avrupa, İskandinav ülkeleri ve dünyanın çok sayıda ülkesinde turistin tatile geldiğini kaydetti.

Horasan'ın incisi Herat

Perşembe, 06 Haziran 2013 18:35 Kategori HABERLER İlk yorumlayan ol!
Etiketler

İslam medeniyetinin Orta Asya'daki önemli merkezlerinden Herat, onlarca uygarlık ve kültürün izini taşıyor.


İslam medeniyetinin Orta Asya'daki en önemli merkezlerinden olan Afganistan'ın Herat kenti sayısız tarihi ve kültürel mirasa ev sahipliği yapıyor.
Coğrafi konumu, iklimi ve sahip olduğu kültürel zenginlikleri nedeniyle tarih boyunca 'Horasan'ın İncisi' olarak anılan tarihi kent, bugün Afganistan'ın ticaret, kültür ve turizm kenti olarak öne çıkıyor.
Asya'nın kalbi diye anılan Afganistan'ın batısında, ülkenin Orta Asya ve İran'a açılan kapısı konumunda olan Herat, ticari ve ekonomik canlılık nedeniyle ülkenin diğer kentlerine oranla kalkınmış ve daha gelişmiş.Tarih boyunca sayısız işgal ve istilalara maruz kalan Herat, 8. yüzyılda Müslümanların kente gelmesiyle İslamlaşmaya başlamış, Orta Asya'da Semerkant ve Buhara'dan sonra üçüncü bilim ve kültür merkezi haline gelmiş.
Tarihi yapıları, camileri, medreseleriyle tarihin tüm izlerini taşıyan Herat'ta birçoğu bozulmadan günümüze kadar ulaşmış cami, medrese, kervansaray, han ve türbe bulunuyor. Kent bu özelliği ile İslam medeniyet tarihinde önemli konuma sahip olduğunu her an hissettiriyor.

İslam tarihine sayısız bilim insanı
Tarihte sayısız bilim, siyaset, din ve sanat adamı yetiştiren Herat'ta İslam medeniyetinin ünlü isimlerinden Hüseyin Baykara, Ali Şir Nevai, Molla Cami, Fahreddin Razi, Abdullah Ensari, Mirveys Sadık ve Kraliçe Goharşad'ın türbeleri bulunuyor. Orta Asya'daki stratejik konumu nedeniyle sık sık işgallere maruz kalan kentte çok sayıda millet, kültür ve uygarlığın izleri günümüze kadar gelmiş.

Kent müzesinde bulunan kalıntılara ve tarihi kaynaklara göre Herat, Romalılar, Sasaniler, Gazneliler, Moğollar, Harzemşahlar, Selçuklular, Timurlar ve Safeviler gibi büyük imparatorlukların hakimiyeti altında kalmış.Afgan birliğinin sağlanmasında ve bugünkü Afganistan'ın oluşmasında büyük rol oynayan Ahmed Şah Durani'nin 1860 yılında Herat'ı ülkenin bir parçası haline getirmesi de kavga ve çatışmaların önüne geçememiş, şehir 19. yüzyıl boyunca İngilizler, İranlılar ve Afganlar arasında birçok savaşa sahne olmuş.

Önce 1979'da Sovyet işgalini, daha sonra 1995 yılında Taliban militanlarının istilasını yaşayan tarihi kent, 2001 yılında da Afganistan'ı işgal eden Amerikan askerlerinin şehre girişine şahitlik etmiş.1,5 milyon nüfusun yaşadığı kentin yüzde 80'i Fars ve Tacik, yüzde 10'u Peştunlar ve diğer yüzde 10'u ise Özbek, Türkmen ve Hazara gibi Türk topluluklarından oluşuyor.

Orta Asya Türk mimarisinin izlerinin hakim olduğu kentte Türk mimari ve sanatını yansıtan çok sayıda cami ve türbeye rastlamak mümkün. Bunların en meşhurları Selçuklular tarafından yaptırılan Cuma Camisi.Ayrıca şehirde Kazirgah ve Kalga camileri ile Kraliçe Goharşad, Molla Cami, Sahabeden Mirveys Sadık türbeleri ve Ali Şir Nevai ile Hüseyin Baykara'nın yaptırdığı devlet binaları klasik Orta Asya Türk mimarisinin özelliklerini taşıyor.Şehirde, Büyük İskender tarafından inşa edilen, Cengiz Han'ın orduları tarafından yerle bir edildikten sonra Timur tarafından yeniden yaptırılan İskender Kalesi bulunuyor.

Tuz Gölü dünya mirası olabilir

Perşembe, 06 Haziran 2013 18:31 Kategori HABERLER İlk yorumlayan ol!
Etiketler

UNESCO Türkiye Milli Komisyonu, Tuz Gölü ve çevresini Özel Çevre Koruma Bölgesi geçici aday listesine dahil etti.


 UNESCO Türkiye Milli Komisyonunun, Tuz Gölü ve çevresini Özel Çevre Koruma Bölgesi geçici aday listesine dahil ettiği bildirildi.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'ndan yapılan yazılı açıklamaya göre, Bakanlık tarafından Birleşmiş Milletler'e yapılan resmi başvuruda Tuz Gölü, Akyaka (Gökova) ve Köyceğiz-Dalyan özel çevre koruma bölgelerinin UNESCO Dünya Miras Listesi'ne alınması talep edildi.

Bakanlığın başvurusunu değerlendiren UNESCO Türkiye Sekretaryası, UNESCO Dünya Doğal Miras Alanları geçici listesine teklif edilen üç bölgeden Tuz Gölü Özel Çevre Koruma Bölgesini kabul etti. Tuz Gölü'nün UNESCO Dünya Mirası Asıl Listesi'ne girmesi durumunda Türkiye'den ilk kez kültür varlıkları dışında doğal bir alan dünya mirası olacak.

UNESCO Dünya Miras Alanı listesinde, dünya çapında 725'i kültürel, 183 'ü doğal ve 28'i karma (doğal ve kültürel) olmak üzere 936 miras alanı yer alıyor.
Listede, Türkiye'den sekizi kültürel, ikisi karma olmak üzere 10 miras alanı bulunuyor.
162 ülkeden bin 509 mirası alanı olan UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'nde ise Türkiye'nin 36'sı kültürel, ikisi karma 38 miras alanı var.

Harran Kalesi restorasyonu 2014'te bitecek

Perşembe, 06 Haziran 2013 18:27 Kategori HABERLER İlk yorumlayan ol!
Etiketler

Şanlıurfa'da tarihi Harran Kalesi ve Harran şehir surlarının restorasyonunda hummalı bir çalışma yürütülüyor. Restorasyonun 2014 yılında bitirilmesi hedefleniyor.


Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdür Vekili Abdullah Kocapınar, Müzeler Uygulamalar Daire Başkan vekili Yakup Harmanda, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdür yardımcısı vekili Zülküf Yılmaz ve beraberindeki heyet, Harran Kalesi'nde devam eden inşaat, restorasyon ve kazı çalışmalarını yerinde incelemek üzere Şanlıurfa'ya geldi.

Harran Kalesi'nde yapılan çalışmaları inceleyen Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdür Vekili Kocapınar, müteahhit firma ve ilgililerden çalışmalar hakkında bilgi aldı. Kocapınar, "Harran Kalesi'nde başlatılan restorasyon çalışmalarını yerinde incelemek için heyetimiz ile birlikte Şanlıurfa'ya gelerek yerinde incelemelerde bulunduk. Başlatılan restorasyon çalışmalarının hızla devam ettiğini gördük ve restorasyon çalışmalarının 2014 yılında bitirilmesi için çalışmalara hız veriyoruz." dedi.

Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü heyetine İl Kültür ve Turizm Müdürü Selami Yıldız, Müze Müdürü Müslüm Ercan, Gaziantep Röleve Müdürü Mustafa Ayar da eşlik etti.
Bu arada restorasyon çalışmalarının tamamlanmasının ardından Harran Kalesi ev surlarının turizme büyük katkı sunması bekleniyor.

Yıkılan Urfa Kalesi'nde inceleme

Perşembe, 06 Haziran 2013 18:22 Kategori HABERLER İlk yorumlayan ol!
Etiketler

Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürü Vekili Abdullah Kocapınar, duvarları yıkılan 1200 yıllık Şanlıurfa Kalesi'nde incelemelerde bulundu.


 Şanlıurfa Kalesi'nde devam eden restorasyon ve kazı çalışmalarını inceleyen Abdullah Kocapınar müteahhit firma ve ilgililerden çalışmalar hakkında bilgiler aldı. Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürü Vekili Kocapınar, 'Urfa Kalesi'nde yıkılan bölüm onarılırken öte yandan arkeolojik ve beraberinde iç restorasyon çalışmaları da hızlı bir şekilde devam ediyor.

Başlatılan arkeolojik kazılarla, yazılı kaynaklarda bahsedilen, Urfa kalesi içindeki saray, mescit, zindan, değirmen, ev, konak, ahır, cephanelik gibi kültür varlıkları ortaya çıkarılarak Urfa Turizmine kazandırılması için gerekli çalışmalara hız verildi" dedi.
Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü heyetine İl Kültür ve Turizm Müdürü Selami Yıldız, Müze Müdürü Müslüm Ercan, Gaziantep Röleve Müdürü Mustafa Ayar da eşlik etti.

Şırnak'ın Kasrik beldesinde bulunan Gutiler dönemine ait tarihi Han Mahmut Köprüsü restore edilmeye başlandı. Tarihi köprünün restore edilmesi ve eski günlerine kavuşması Kasrik halkını sevindirdi.


2011 yılı Nisan ayında sel sularından dolayı yıkılan tarihi Han Mahmut Köprüsü restore ediliyor. Tarihi köprünün restore edilmesi ve eski günlerine dönmesi Kasrik halkını oldukça memnun etti. Sene sonuna kadar bitirilmesi gereken tarihi köprünün daha erken bitirilmesi planlanıyor. Kasrik halkının eskiden babalarının onların elinin tutup köprü üzerinden geçtiği gibi kendilerinin de şimdi çocuklarının ellerinden tutup köprü üzerinden geçmek istiyorlar. Restore edilmeye başlanan köprüde çalışmalar hızla devam ediyor.

Çalışmalar hakkında bilgi veren Ustabaşı Hamdi Akıncı, "İşimiz güzel gidiyor, memnunuz. Buradaki halk bu köprünün yapılmasından çok memnundur. Bize her konuda yardımcı oluyorlar. Köprünün bitirilmesi sene sonuna kadardır ama biz ondan öncesinden bitirmeye çalışacağız. Çalışma ekibimiz çok iyi çalışıyor. Böyle tarihi bir köprüyü halkımıza tekrar kazandıracağımız için çok mutluyuz. Halkımızda çok memnundur. Halk diyor nasıl eskiden babalarımız bizim ellerimizden tutup bu köprü üzerinden gitmişse bizde aynı şekilde şimdi çocuklarımızın ellerinden tutup köprü üzerinden gitmek istiyoruz." diye konuştu.

Tarihi Han Mahmut Köprüsü'nün Gutiler döneminden kaldığı ve en son Cizre Miri(beyi) olarak bilinen Emir Muhammet tarafından ikinci kez onarıldığı söylenmektedir. O tarihten bu yana tarihi köprü zamana dayanmaya çalışıyor. Tarihi köprünün ilk temelinin Guti'lerden yapıldığı bilinmektedir.

Kümbetlerde bahar esintileri

Perşembe, 06 Haziran 2013 07:59 Kategori HABERLER İlk yorumlayan ol!
Etiketler

Anadolu'nun zirvesi Erzurum'da uzun kış mevsiminin ardından gelen bahar, seyirlik manzaralarla kendini göstermeye başladı.


Erzurum'un Yakutiye ilçesindeki Üç Kümbetler'in etrafında şu sıralar boy gösteren sarı çiçekler, en çok çocukları sevindiriyor.
Kış boyunca yaşadığı 4 duvar arasından kurtulup kendilerini çiçekler arasında bulan çocukların koşup oynaması, çiçek toplaması görülmeye değer kareler oluşturdu.
Anadolu'daki mezar anıtlarının en güzel örnekleri arasında gösterilen ve 'Üç Kümbetler' ismiyle bilinen kümbetlerden; 8 köşeli plan üzerine oturtulmuş en büyüğünün Saltuklu Devleti'nin kurucusu Emir Saltuk'a ait olduğu tahmin edilirken, diğer iki kümbetin kime ait oldukları bilinmiyor ama bunların da 14. yüzyılda yapıldığı tahmin ediliyor. 

Kaynak: http://www.sabah.com.tr/

Kaz dağları'nda kurulacak olan bilim ve sağlık tesislerinde doğal ilaçların ham maddeleri ve içerikleri görülüp incelenebilecek.


Amerika'dan gelen bilim adamları, yüzlerce ilaca ham madde temini yapan Kaz Dağları'nda incelemelerde bulundu. Bölgede kurulacak olan tesislerde doğal ilaçların ham maddeleri ve içerikleri görülüp incelenebilecek.
Buluşlarıyla dünya bilimini defalarca şaşırtan ve Türkiye'nin en gelişmiş bitki özü üretim tesisini kuran ünlü Türk kaşif Faruk Durukan, dünyanın 2. büyük oksijen deposu olarak tanınan Kaz Dağları'nı bilim ve sağlık turizmine açmak için büyük gayret gösteriyor. Kaz Dağları'nın eteklerindeki Balıkesir'in Edremit ilçesinde bulunan tesislerinde bilimsel çalışmalarını yürüten Faruk Durukan, Amerika'nın saygın bilim adamlarını Kaz Dağları'na getirdi.

Durukan, Amerika'dan gelen bilim heyetine çalışmalarını anlatıp, tesislerini gezdirdikten sonra Kaz Dağları'nı gezdirip projelerini gösterdi. Amerika'nın ünlü North Dakota State Üniversitesi (NDSU) Gıda Tarım ve Doğal Kaynaklar Fakültesi Bitki Bilimi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Richard Horsley, aynı bölümde öğretim üyesi olan Doç. Dr. Şenay Şimşek ve Biyosistem Mühendisi Bölümü'nde öğretim üyesi olan Yrd. Doç. Dr. Halis Şimşek'ten oluşan heyet, Balıkesir Üniversitesi'ndeki ziyaretler sonrası Balıkesir Üniversitesi Bandırma Meslek Yüksekokulu Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ayhan Dağdelen eşliğinde Edremit ilçesine geçti.

KAZ DAĞLARI'NDA LABORATUVARLAR KURULACAK
Faruk Durukan'ın onlarca buluşa ve akademik çalışmaya imza attığı Kale Naturel isimli bitki özü üretim tesislerini gezen heyet, Durukan'dan çalışmaları hakkında brifing aldı. Taşın Suyu Projesi'ni ve elde edilen ve stratejik önem taşıyan yanmayan malzeme buluşuna hayran kalan bilim heyeti, bitki özü üretim tesislerindeki teknolojiyi de heyecanla inceledi. Kaz Dağları'ndaki endemik bitkileri ve bölgenin eşsiz bitki örtüsünü bildiklerini ifade eden Amerikalı bilim heyeti, daha sonra Türk kaşif Faruk Durukan ile birlikte Kaz Dağları'na çıktı. Faruk Durukan'ın Kaz Dağları'nda kuracağı bilim ve sağlık tesisinin alanında incelemeler yapan heyet, yapılacak olan hizmetleri duyunca şaşırdı.

Yüzlerce ilaca ham madde temininde olanak tanıyan Kaz Dağları'nda kuracakları tesise insanların gelip kullandıkları ilaçlarla ilgili detaylı bilgiler alabileceklerini, ilaç hammaddelerini yerinde görebileceklerini ve bu sayede gönül rahatlığıyla ilaçları kullanabileceklerini söyleyen Durukan, 'Kaz Dağları'nı bilim ve sağlık turizmine açmaya ant içtik. Amerika'dan gelen bilim heyeti, projelerimizi ve çalışmalarımızı yerinde görüp inceliyor. Kaz Dağları yakın gelecekte dünyanın en önemli sağlık ve bilim turizm bölgesi haline gelecektir. Bakın görün ki, daha şimdiden yabancı saygın akademisyenler bölgemize gelmeye başladı.

Amerikalılar, Kale Naturel firmamızda yaptığımız çalışmalardan etkilenip heyecanlandılar. Bundan sonraki çalışmalarımı Kaz Dağları'nda yürüteceğim. Kaz Dağları'nda laboratuarlar oluşturmaya başladık. Kaz Dağları bir sağlık köyü olacak. Aynı zamanda orman köylüsü ile de işbirliği içinde olup onlara da fayda sağlayacağız. Sürdürülebilir tarım ve kırsal turizm projeleri çerçevesinde, köylülerin bitkileri bilinçsizce toplaması yerine kendi arazilerinde bilinçli tarım yapmalarını da sağlayacağız. Bu konuda Orman Dışı Ürünler Daire Başkanlığıyla iş birliği içerisindeyiz. Bu güne kadar yaptığımız çalışmalar gösterdi ki, Kaz Dağları'nda yetiştirilen bitkilerin etken maddeleri zemindeki yerlere göre çok daha yüksek.

Bu anlamda tıbbi bitkilerin kültüründen başlayıp, toplanıp kurutulması, etken madde miktar tayini, ekstrasyonu ve son noktaya kadar işlenip sağlıkta kullanılacak aşamaya gelmesi sürecinde çalışmalar yapacağız. Özellikle kanser hastalarını Kaz Dağları'nın bol oksijeniyle, konunun uzmanları ve tedavi sistemiyle orada bir araya getirmek niyetindeyiz. Hastalar, orada tedavinin her aşamasını, laboratuarlarımızda görebilecek, kendini iyileştirecek yöntemi inceleyebilecek. Çalışmalarımızın yüzde 90'lık kısmını kanser hastaları kapsayacak. Kaz Dağları, oleuropein bakımından çok zengin ve kanser hastalığında kanserli hücreleri bu etken madde parçalıyor. Bu tesisler ham maddenin kaynağında olacak' dedi.
Faruk Durukan'ın misafiri olarak bölgedeki 3 günlük ziyaret ve incelemelerini tamamlayan Amerikalı bilim heyeti, yeniden Türkiye'ye ve Kaz Dağları'na geleceklerini söyleyerek ülkeden ayrıldı.

Kaynak: http://www.sabah.com.tr/

Önceki123456Sonraki
Sayfa 5 / 6

Tasarım: JEST WEB

Her Hakkı Saklıdır. @2013 - Patnos

*TELEFON: 0472 616 63 63 - 0472 616 2741* *GSM: 0506 899 04 04 - 0536 666 01 87*

Didim Günlük Kiralık
ağrıda acenta firmaları ağrıda havaalanı servisleri ağrıdan patnosa ağrıdan patnosa nasıl gidilir ağrıdan patnosa servis ağrıda turizm ve seyehat acentası ağrı havaalanından patnosa servis ağrı havaalanından patnosa ulaşım ağrı havaalanı servisleri ağrı havaalanı seyehat acentaları ağrı havalanı servis numaraları ağrı patnosta tur araçları ağrı patnosta turizm acentası ağrı patnos turizm ve seyehat acentaları telefonu ağrı patnos uçak bileti satış yeri ağrı seyehat danışmanı ağrı travel agency ağrı turizm danışmanı patnos seyehat patnos seyehat acentası patnos seyehat danışmanlığı patnosta acentalar patnosta güvenilir seyehat acentası patnosta hesaplı uçak bileti patnosta kaliteli seyehat acentası patnostan ağrı havaalanına servis patnostan ağrı havaalanına ulaşım patnostan ağrıya patnostan ağrıya nasıl gidilir patnostan ağrıya servis patnosta nereden nereye patnostan havaalanına servis telefon numarası patnostan uçak bileti nasıl alınır patnostan vana patnostan vana nasıl gidilir patnostan vana servis patnostan van havaalanına servis patnostan van hava alanına ulaşım patnosta seyehat acentası patnosta turizm acentası patnosta tur servisleri patnosta tur ve gezi patnosta tur ve gezi araçları patnosta uygun bilet patnosta uygun uçak bileti patnosta uçak bileti patnosta uçak bileti nereden alınır patnosta uçak bileti satış noktası patnos travel agency patnos turizm danışmanı patnos uçak bileti patnos uçak bileti satış yeri seyehat danışmanı travel agency vandan havaalanı servisleri vandan patnosa vandan patnosa nasıl gidilir vandan patnosa servis vanda tur ve gezi servisleri van havaalanından patnosa servis van havaalanından patnosa ulaşım van havaalanı servisleri van havaalanı servis numaraları van havaalanı seyehat acentaları van seyehat danışmanı van travel agency van turizm danışmanı